Keşan Belediyesi’nde çalıştığım yıllarda, Keşan Kültür ve Sanat Festivali’ne konser için gelen Volkan Konak’ı, sahneye çıkmadan önce kuliste yaptığım sohbet ile tanımıştım.
Onunla Keşan’ı konuşmuş, iyi de bir dostluk kurmuştuk. Kendisine Saros Körfezi’nden bahsetmiş, Keşan’ın da Egeli olduğunu belirtmiştim.
Kendisi Sibel Can konserinden önce sahneye çıkmış ve festivale katılan coşkulu Keşanlıları görünce onlara sahneden şöyle seslenmişti.
“Müthişsiniz. Güzellikler Türkiye’nin güzellikleri, yaşıyorum çok şükür. Türkiye’nin güzellikleri ile bu akşam karşı karşıya geldik. Yaşıyorum çok şükür diyerek bahtiyarım kendi adıma. Çünkü biliyorum ki karşı karşıya gelen bu insanlar, bu güzellikler, bu zenginlikler, bu öpülesi eller, bu öpülesi gözler sıradan insanlar değil. İnsanları seven hümanist, Türkiye’yi karşılıksız seven, dünyayı seven dolayısıyla bu akşam güzel olacak, olmaması için hiç bir neden yok. Burada olanların gözleri açık çıkacak tarihte. Burada olmayanların kapalı çıkacak, o yüzden size müjde veriyorum. Sizin tarihinizdeki fotoğrafta gözleriniz açık çıkacak açık. Hoşgeldiniz onur verdiniz, vallahi müthiş, bizim dünyadaki gücümüz bu servet, sizi hiçbir güç buraya getiremez. Bu kalabalığı oluşturamaz, bu sanatın karşılıksız sevdasıdır. Bu insan sevdasıdır, hiçbir güç bu insanları toplayamaz. Ne mutlu bize, iyi ki müzik yapıyorum, iyi ki sanatla uğraşıyorum. İyi ki varsınız.”
Konak, sahne ışıklarının seyircileri etki yapmaması için de teknik ekibe uyarıda bulunurken, izleyenler için de şunları söyledi.
“Kutsal varlıklarım rahatsız olur, asilliklerinden belli etmezler, şikayetçi olmazlar, ama konsantreleri bozulur,üzülürüm, o gözlerinizin ferine değen ışık sizi yorar, dayanamam.”
Konak, o gece Keşan’da Keşanlılara yaklaşık 1.5 saatlik bir konser vererek onları adeta söylediği şarkılarla mest etmiş ve bir müzik ziyafeti sunmuştu.
Çarşıbaşı’ndan festivale katılan Halk Oyunları ekibi de o dönemin Çarşıbaşı Belediye Başkanı Mehmet Turan ile konseri izlemeye gelmiş ve hemşehrileri Volkan Konak’ı Keşan’da yalnız bırakmamıştı. Konak, sahne önünde horon tepen ekibi görünce “Bizim uşaklarda burada imiş” demiş ve “Burada sizin ne işiniz var?”diye sormuştu. Konak’a Çarşıbaşı’ndan gelen misafir ekip denilirek kendisine cevap verilmişti.
Konser sırasında Keşanlılar ile adeta sohbet eden zaman zaman onlarla konuşan Volkan Konak konseri izlemeye gelen yaklaşık 100 bin kişinin ve Keşanlıların büyük bir sevgisini kazanmıştı.
2006 yılında Keşan’da tanıştığım Volkan Konak’ı bir daha hiç görmedim ama o Keşan’da kısa sürede kendisi ile edindiğim o dostluğu, samimiyeti ise hiç unutamadım.
Televizyonda aldığım haberle vefatını öğrendiğimde sanki bir kardeşim, arkadaşım, aileden biri imiş gibi üzüldüm.
Bu haberle 2006 yılındaki konserini ve onunla kuliste yaptığımız dostane sohbete götürdü.
Kıbrıs’ta verdiği konserde söylediği, “Volkan sivri konuşma, atarlar seni içeriye. Ya bırak, bırak! Sen bilmez misin ki devrimciler korkmaz. Sen bilmez misin ki devrimciler korkmaz. Deniz Gezmiş gibi sehpasına tekme vuranlardanız. Nazım Hikmet horoz bile kesmemiş. 13 sene yatmış Nazım Hikmet'in torunlarıyız. Ne oldu içeri atanlara?” sözleri adeta Türkiye’ye örnek olacak cümleler gelecekte tarihe düşen bir not alarak tarihteki yerini alacaktır.
Dün memleketi olan Trabzon’un Maçka ilçesinde babasının da mezarının bulunduğu mezarlıkta toprağa verilen Volkan Konak’a, Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve dostları ile sanat camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum.