Şeytan gelin alması!

Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2025 18:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2025 18:06

"Şeytan gelin alması!" deyimini hiç duymayanlar şaşırabilir. Bu deyim, Ege'de yaşayanlara tanıdık gelmiştir, diye düşünüyorum. Çünkü, bu deyim, Egeliler arasında çok kullanılır. Açık havada dolaşırken, birden rüzgar eser, küçük bir hortum oluşur ve her şeyi önüne katarak sürekli yer değiştirir. Toz toprak içinde göz gözü görmez. Kısa süren bu doğa olayına halk arasında "şeytan gelin alması!" denir. Normal bir "gelin alma" töreninin ise davullu zurnalı olduğunu hepimiz biliriz.

Ülkemizin içinde bulunduğu atmosfer de aynı durum sözkonusu. Göz gözü görmüyor, bir belirsizlik var ve insanlar ne yapacağını şaşırmış durumda.

Neden derseniz?

Son zamanlarda yaşanan olaylar toplumu çok düşündürüyor. Sürekli yaşanan tutuklamalar, gözaltılar, savcılığa ifade için çağrılınca gidecek olanların evine çok erken saatte yapılan baskınlarla ifadeye götürülmesi, sosyal medya paylaşımlarının suç sayılarak yapılan tutuklamalar ve son altı ayda tutuklu sayısının 50 bine çıkması, cezaevleri dolduğu için bu yıl içinde 11 yeni cezaevinin Adalet Bakanlığı tarafından temelinin atılacağı ve 2027 'ye kadar tamamlanacağının açıklanması, insanları düşündürüyor.

Parti liderlerinin, milletvekillerinin, çeşitli meslek sahiplerinin, işçilerin, işverenlerin, sanatçıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, ev kadınlarının, doğa ve hayvan savunucularının, emeklilerin hiç bir güvencesi kalmadı. Bugün özgür olanların yarın ne olacağı belli değil.

Geçiremediği için hak arayanlar, " özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi, insan hakları" diyenler, atanamayan öğretmenler susturulurken; Hüdaparlıların yaptığı toplantıda yayınlanan bildirgeye göre; "sınırlar kaldırılsın ve şeffaf olsun, Anayasa'nın ilk döt maddesi kalksın, yeni anayasa yapılsın, herkes anadilinde eğitim yapsın, Kürtlere eşit vatandaşlık verilsin, Şeyh Sait'den devlet adına özür dilensin, Ulus devlet yerine federasyon kurulsun ve ümmetçilik esas alınsın, Atatürk'e hakaret suç sayılmasın" gibi maddeler açıkça Anayasa'ya ve bu ülkenin kurucu lideri olan Atatürk'e karşı suç teşkil etmektedir.

Ülkemizin sınırları vatanı uğruna hiç düşünmeden canını veren Mehmetçiklerin kanıyla çizildi. Sömürgeci devletler ve işbirlikçilerine karşı verilen Kurtuluş Savaşı sonunda yapılan Lozan Antlaşması ile ekonomik ve siyasi bağımsızlığımız sağlandı. Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkıp, Anayasa'yı kaldırıp İran ve Suriye'deki gibi İslam Devleti'ni kurmak isteyen, bütün dünyanın saygı duyduğu Atatürk'e hakaret eden Hüdapar zihniyeti Türk halkının çelik iradesi karşısında başarılı olamayacaktır.

FETÖ'cülerin etkin olduğu dönemde de başdöndürücü bir şekilde davalar açıldı, uzun yıllar boyunca özgürlükler kısıtlandı, askerler ve siviller yıllarca hapis hayatı yaşadı. Sonunda bu davalarda yargılananlar beraat etti ama İnsanların hayatları karartıldı. O zaman da belirsizlik, korku vardı ve göz gözü görmüyordu.

Okuduğum, yazarı George R. R. Martin olan, 'Kralların Çarpışması' kitabında bir söz çok dikkatimi çekti: "Korku kılıçtan daha derin keser." Vatandaşlar arasında korku yerine sevgi ve güven duygusu yerleştirilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Anayasa'da belirtildiği gibi; dil, din, mezhep farkı gözetmeksizin yasalar önünde eşit olduğu, hiç bir sınıfa, zümreye ayrıcalık yapılmadığı, insanların "başıma bir şey gelir mi?" diye korkmadan düşüncelerini ifade edebildiği, 'şeytan gelin alması' gibi toz bulutu içinde yaşamak yerine ortamın berrak ve şeffaf olduğu, herkesin mutlu, huzurlu ve güven içinde olduğu güzel günler dileğiyle.

Magna Carta Libertatum

28.03.2025 13:04

Magna Carta Libertatum, (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi) 19 Haziran 1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir. Kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, (vazgeçmesi) kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılmıştır. Magn

Nevruz Bayramı

21.03.2025 11:33

21 Mart'ta kutlanan Nevruz Bayramı, Dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır. Yazılı olarak ilk kez 2.Yüzyılda Pers(İran) kayıtlarında adı geçen Nevruz, İran ve Bahâi takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Günümüz İran'

Büyük insanlık ölüyor... Küçük insanlik seyrediyor!

14.03.2025 22:32

Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırbistan Cumhuriyeti Ordusu'nun Bosna- Hersek Cumhuriyeti şehirlerinden Srebrenitsa'da 1995 yılında yaptığı katliamda 8 binden fazla Müslüman Bosnalı'nın katledildiği biliniyor. Birleşmiş Milletler'e bağlı askeri birliğin gözü önünde katliam engellenemedi! 6 Cumhuri

Emeği görünmeyen emekçi kadınlar!

07.03.2025 18:54

İlkel komünal toplumda anaerkil aile düzeni söz konusuydu. Kadın; üreten, doğuran ve ailesini koruyan tabiat tanrıçası olarak görülürdü. Kabileler arasında savaşlar kadınlar için yapılırdı. Kadınlar çok değerliydi ve onların sözü geçerliydi. İlkçağ uygarlıklarında da tabiat ve bereket tanrıçalar

Çevre felaketi!

02.03.2025 11:39

Muğla Büyükşehir Belediyesi olunca; Milas'ın sahil beldesi iken, şimdi bir mahallesi olan Güllük'e taşınalı bir ay oldu. Bu küçük balıkçı kasabasına ve Güllük Körfezi'nin hemen karşısındaki küçük ve şirin bir Antik kent olan İasos'a (Kıyıkışlacık Köyü/Mahallesi) yapılacak olan liman ve tersane proj

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İGF HABER En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.