Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan…

Ramazan geldi...

Hoş geldi...

Geneli Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz.

Yaşadığımız ekonomik krizin yanı sıra yıkıcı afetlerde yitirdiğimiz canlara Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerken, İnşallah, daha neşeli, daha sıcak, daha içten, samimi duyguların yaşandığı bir Ramazan ayı geçiririz.

Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan…

Ramazan da; Ramazanlık alışverişler yapılır, iftar ve sahur için.

Ramazanın ilk karşılayanı kılınan Teravih Namazı olur.

Namaz sonrası sahur beklenir. Sahura hafif yiyeceklerden oluşan bir menü hazırlamaya gayret edilir.

Gece sahura kalkmak için saat kurmanın bir anlamı yok. Artık eskisi gibi mahallelerimizin davulcuları var.

Sahurdan sonra tutulan orucun ilk akşamı fırının önünde kuyruğa girilir… Sıcacık pide almak için.

Pide bizim Ramazan ayı için milli yiyeceğimiz oldu artık, sofrada pide olmazsa olmaz.

Oruç açlık demek değildir aslında

Evet, oruç tuttuğunuz için aç ve susuz kalırız. Ancak bu tutulan oruç dinimizin şartlarından olunca, hakikati yaşamaktır oruç. Din’e olan istek, arzu ve hevesin öne çıkmasıdır oruç. Varlığın kıymetinin yoklukla imtihanıdır oruç. Hepsi de yalnızca kulluk görevimizi yerine getirmektir aslında.

İman edip Allaha şükretmek için oruç tutarız.

Çocuklar balkonda bekler caminin ışıklarını. Bazen evin annesi, bazen evin beyi olarak beklersiniz minare ışıklarını.

Ezan okuyan hocanın sesinden öncedir minare ışıkları.

Şehirde ise şimdilerde iftarlar top sesiyle karşılanıyor.

Sıcak bir çorba ile başlayan iftarlar diğer yemeklerle aç kalan nefsimizin ve boş kalan midemizin özlemini giderir daha ilk günden.

İftardan sonra mutlaka sıcak ve hafif demli çaylar vazgeçilmezi olur evimizin.

Artık yavaş yavaş abdest alıp namaza gitme vakti gelmiştir.

Bazen hep aynı cami arkadaşlarıyla buluşulur, bazen de camiler sıraya konur, her gün ayrı bir camide kılınır Teravih namazları.

Namazlarda tekbirler, kıyamlar, ilk oturuşlar, son oturuşlar, sureler, dualar… Mutlu olur insan nedense. Bir görevi yerine getirmenin mutluluğudur bu aslında.

Böylesine güzeldir Ramazan ayları...

İnsanlardır aslında güzelleştiren. Ramazan ayında yaşanılan hoşgörülü yaşam nedendir bilinmez, normal zamanlarda pek yaşanmaz.

Ramazan da sofralar paylaşılır komşularla…

Eş dost, akrabalar birbirlerini iftara davet ederler, ekmeğini paylaşırlar.

Onlar size, siz onlara, çabucak bitiverir koca bir ay.

Sonuna yaklaşılan Ramazanın en kutlu gecesi Kadir Gecesidir.

Kadir Gecesi Kur'an'ın doksan yedinci sûresi olan beş ayetlik Kadir Suresi'nde yer alır. Bu surede Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesi'nden bahsedildiği için “Kadir Suresi” denmiştir. Kadir, 'azamet' ve 'şeref' demektir. Kur’an Kadir Gecesi'nde indirildiği için Kadir Gecesi'nin bin aydan daha hayırlı olduğu da Kur-an da geçer. Kadir Gecesi'nin rahmet ve berekete vesile ve insanlık için taşıdığı değerde ölçülemez.

O gece camiler dolar taşar, dualar yükselir o kubbenin altından taaaArş’u aleme kadar…

Daha bir temiz olur insanlar Ramazan ayında. Bayrama olan özlem midir, bilinmez…

Aslında bayramda özlenen de insandır. Eş, dost, akrabalara bayrama gidilir, uzun zamandır görmediğiniz insanları görür ve hasret giderirsiniz.

Hasbıhallere vesile olur Bayramlar…

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan…