Taarruzun değil ölmenin emredildiği yerde biz ecdadımızın torunları olarak 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110 yılını kutluyoruz…
Bugün dünyanın önde gelen ülkelerinin başarılarının ardındaki sır, şahsi çıkarlarından ziyade ülkelerinin çıkarlarını önemsemeleridir. Gıdadan otomotive, teknolojiden ihracata kadar her alanda karşımıza çıkan bu ülkeler, birlik ve beraberlikle başarı merdivenlerini koşar adım çıkmaktadır.
Kişiyi, aileyi ve ülkeyi bitiren ve batıran en önemli unsur, benliği öne sürmektir. Benlik zehrini soluyan kişi ve kurumların bir adım ileri gittiği ne görülmüş ne duyulmuştur. Bu kural aile içinde geçerlidir. Yalancı birkaç zafer, kişiyi sonuca götürmez. İlerleyen aşamalarda daha hızlı batmasına sebep olur...
Ülkemizin, kurum ve kuruluşlarımızın ileri seviyelere ulaşması için bugün yediden yetmişe herkesin benlik ve bencilliği bir kenara bırakması hatta tamamen terk etmesi gerekmektedir. Bir kişinin başarısı sadece kişinin benliğini okşar, gururunu yüceltir. Millet olmak şahsiliği değil geneli düşünmeye gerektirmektedir. Aksi halde millet olmak mümkün değildir.
Millet olarak bu coğrafyada yaşayan, Türkiye topraklarını vatan bilen Türk, Kürt veya Arap, ırkı ne olursa olsun ortak paydamız Türkiye’dir. Nasıl ki Çanakkale de bu vatanın birlik ve beraberliği için can verdiysek yine aynı şuurla birlik ve beraberliğe önem vermeliyiz. Bu kahraman insanların torunları olan bizler yine bir olup diri olacağız, ilerlememizi istemeyenlere karşı birlikte mücadele edeceğiz. Birlik ve beraberlik silahını silahlanan milletler geleceğe umutla bakar, emin adımlarla yürür. Bizim bu silahı çok iyi kullanmamız gerekmektedir.
18 Mart Çanakkale Zaferi; sadece Türk milletinin değil, dünyanın kaderini değiştiren bir büyük destanın adıdır. Azgınlaşmış emperyalizme indirilmiş bir tokattır. İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in “yenilemez armada” ifade ettiği dünyanın en iyi savaş gemilerinin, o yüce ruh karşısında çaresiz kalışıdır. Bu aynı zamanda, sömürge ülkelerinin hakları için cesaret abidesidir. Çanakkale Zaferi, Osmanlı’nın son sözü, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözüdür. Ne kadar gurur duysak azdır. Çünkü, hakkımızdır.. Ancak “deve kini” taşıyan ve ilk büyük yenilgisini Osmanlı Ordusuna karşı Kutul Amare’de alan İngilizler, Çanakkale’yi geçememeyi, Sevr Anlaşması’nın yırtılıp atıldığı Milli Mücadele’yi unuttu mu sanıyorsunuz? Terör örgütlerini finanse edip, Türkiye’nin başına bela edenler kimler? FETÖ’nün hain darbe girişiminin arkasında hangi ülkeler var? Türkiye’ye uygulanan finansal saldırılar hangi merkezden yönetiliyor? Saymakla bitmez.
Yani, Türk milletinin emperyal emellere karşı cephelerde verdiği şeref mücadelesinde yenik düşenler için ne Kutul Amere ne Çanakkale de kurtuluş savaşı bitmiştir. Elbette tarihimizle övünüp ,gurur duymak hakkımızdır. Yeter ki biz birlikte olalım...
18 Mart'ta bu topraklardan bize mukaddes bir vatan emanet eden tüm şehitlerimizi başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.
Nerede çocukluğumdaki, gençliğimdeki Ramazanlar gerçekten çok güzeldi.. İnsanlar değişti, dumura uğrayan duygular ve tüm güzellikleri yitirdik.. Eskiden ramazan demek paylaşmak(tı), neşe, telaş(tı).Evlerde pişirilen yemekler yakın komşulara dağıtılırdı. Şimdi ise bir enstrüman oldu Ramazan. Oysa gi
Taarruzun değil ölmenin emredildiği yerde biz ecdadımızın torunları olarak 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110 yılını kutluyoruz… Bugün dünyanın önde gelen ülkelerinin başarılarının ardındaki sır, şahsi çıkarlarından ziyade ülkelerinin çıkarlarını önemsemeleridir. Gıdadan otomo
Bağımsızlığımızın manifestosu, milli varlığımızın manzum ifadesi olan İstiklal Marşımız 104yıl önce bugün yani 12 Mart 1921 tarihinde TBMM’de büyük bir coşku ve heyecanla kabul edilmiş. Merhum Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un eşsiz duyuş ve hissedişiyle kaleme alınan istiklalimizin dizeleri aziz
Böyle haykırmıştı rahmetli Teoman Alpay, ‘Kadını baş tacı edenler.’ Eskilerde öyle idi. Kadın hanenin önemlisi, hali ile baş tacı edilendi. Günümüzde, baskının şiddetin, her türlü eziyetin adına dönüştü. Muhtemeldir ki bugün gene bir yerlerde, dün ve dünden önce yaşanılan olacak. Yine kadına şiddet
Gün içerisinde toplumun her kesimiyle bir araya gelerek vatandaşlarla sohbet eden Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, ,"Bizim en büyük gücümüz; birliğimiz, beraberliğimiz ve aldığımız hayır dualarıdır. Milletimizden aldığımız güçle en iyi şekilde hizmet etmeyi sürdüreceğiz” dedi. Vatandaşın soru