Şehrin kaldırımlarını işgal edip, buralarda borca çay içenlerin, parklardaki her ağaç altında yer kavgası edenlerin, sokakta şaşkın şaşkın gezenlerin ve evlerine giderken çocuklarına bir kuru ekmeği alıp götüremeyen babaların olduğu bir ortamda biri ortaya çıkıp da; “İşçi arıyoruz da bulamıyoruz. Fabrikalarımızda çalışacak kalifiyeli elemanlar lazım” demez mi?
Sinir katsayıları yükseliyor, kan beynine çıkıyor insanın. Son zamanlarda ise bu sihirli cümleyi kullananların sayısı o kadar arttı ki evlere şenlik. 3-5 kişiyi alıp mobilya üretenlerin de,3-5 bin kişi ile ihracat rekorları kıranların ağzına sakız oldu.
Yıllardır ‘Ekonomimiz çok iyiye gidiyor, ihracat rekorları kırıyoruz’ deyip paraları ceplerine indiriyorlar. Sonra da ‘İşçi bulamıyoruz’ deyip nakaratı tekrarlıyorlar.
Peki niye herkes bu sihirli cümleyi kullanıyor. Nedir sihri?
Acaba, ‘Kar payımı neden azaltayım, mevcut işçiler çalışsın. 8 saat veya 12 saat ne fark eder? İtiraz edemezler fazla mesaiye. Edeni kovar yenisini alırım’ diye düşünüp de bunlara bir kılıf olarak da, ‘İşçi bulamıyoruz’ mu diyorlar acaba, yoksa gerçekten işçi mi bulamıyorlar?
Peki onlar işçi bulamıyorlar, sokaklarda işsiz kaynıyorsa nedir bu işin sırrı?
“İşlerimizi yapabilecek kapasite de adam yok” diyen işveren mi haklı yoksa, “Gidiyoruz ama bizi almıyorlar işe” diyen işçi mi?
Peki işverenin tabiriyle sokakları bu kadar kapasitesiz adamlarla dolduranlar mı suçlu yoksa?
Hepsinin suçluluk payı var tabii ki.
İşçi, ‘Yarım ton kömür, yağ, şeker veya un parası elden gitmesin. Yer içer yatarım’ sevdasında olmasa, işveren, ‘Ne gereği var, şimdi alıp da fazla masrafa girmeyeyim. Adamları alıp da ben mi yetiştireceğim’ demese, sokakları bu kadar vasıfsız insanlarla dolduranlar, o insanları yetiştirme derdine düşse ‘işsizlik’ diye bir kelime kalmaz.
Ne yazık ki toplumumuz siyasette de tam bir korkaklık sergiliyor: “AK Parti’yi bir daha seçmezsek, yardım felan kalmaz’, CHP giderse laiklik gider’, ‘MHP Meclis’te olmazsa ülke elden gider.”
Korkmayın kardeşim, ne AK Parti yok diye kömür dağıtımı biter, ne CHP yok diye laiklik elden gider, ne de MHP yok diye ülke elden gider.
Bu anlayışı bir tarafa bırakın artık.
Ben buradan Kayseri milletvekillerine sesleniyorum. Kayseri’nin hatta Türkiye’nin sayılı Organize Sanayi Bölgesi olan Kayseri OSB’ye gidin 70 bin kişiye istihdam sağlayan. Binin üzerinde fabrika olan OSB’de lütfen sanayicilerimizi dinleyin, onlarla sık sık bir araya gelin. Bırakın zenginlerin nişan düğünlerine katılmayı. ‘Orta halli esnaf ne yapıyor’ diye hiç kendinize soruyor musunuz? İnsanlar bunalım içinde her geçen gün cana kıyma haberleri geliyor. Üniversite mezunları işsiz geziyor… Birçok mezun Organize Sanayi Bölgesi’nde hamallık yapıyor. Kamyonlardan mal indirim kamyonlara mal yüklüyor...
Zaman su gibi akıp gidiyor. Eğer siz bu değişikliği yapmazsanız, ‘Bu adamı seçtik bir daha OSB’ye uğramadı’ laflarıyla kendinizi avutur durusunuz.