Evet Türkiye gene sallanmaya başladı… Doğayı ve hayvanları yok ettik. Önceki gün Sarıoğlan ilçemiz de sallandı. Ben Kayseri içinde büyük deprem olma olacağı kanısındayım. Özellikle Melikgazi ilçesinde, ‘villa yapacağız’ diye dağların alt kısımlarında çalışan iş makinaları, kayaları parçalarken evler sallanıyor. Sayın Palancıoğlu, özellikle Erenköy mahallesi zaten sel yatağına kurulmuş bir mahalle, bir de bu dağların alt kısımlarına villalar yapılıyor… Doğayı yok ederek yapılan bu villalar ilerde çok sorun olur… Benim çocukluğum bu bölgede geçti, yığma yerlere nasıl ruhsat veriyorsunuz? Sayın Büyükkılıç’ın oturduğu villaların duvarı 2 defa yıkıldı… 2012 yılında mahallemize yapılan “Billur Camisine” bir bakın duvarı çatladı. Çünkü dere yatağına yapıldı...
Geçen yıl Elazığ Sivrice’deki 6.8 şiddetindeki depremle birlikte 30-40 saniyeyi bulan sarsıntının, sanki saatlerce sürmüşçesine yaşattığı korku ve endişeyi ancak yaşayanlar bilir. Kaldı ki Elazığ’daki 6.8 şiddeti Kayseri’ye yansımadı bile. Bizdeki sarsıntı 4’i geçmez sanırım. Elbette sadece Kayseri de olmadı,20’ye yakın ilde hissedildi ve yaşadı korkuyu insanlar.
Benim gördüğüm ve hatta bilebildiğim kadarıyla Kayseri depreme hatta afet durumlarına en hazırlıksız kent. Daha önceki yazılarımda söylediğim gibi Kayseri’deki Jeoloji Mühendisleri Odası olsun, Mimarlar Odası olsun görüşleri alınıp deprem master planı yapıldı mı? Ben duymadım. Bu odaların tez elden görüşleri alınmalı ve yol haritası çizilmelidir.
Deprem kapımıza dayandı. Eskiden Kayseri için ‘deprem kuşağının dışındayız, bize bir şey olmaz’ denirdi. Şimdi bu sarsıntıyla umarım herkes aklını başına alır ve ciddi manada ‘deprem master planı’nın hayata geçirilmesi için kolları sıvar. Bu gün Kayserimizin ilk kadın avukatı ve milletvekilimiz sevgili ablam Avukat Sevgi Esen’le kısa bir sohbet yaptık. “Kayseri şehir planının uygulanmasına imza atan beş kişiden biri benim” dedi. Ama şehirde artık kayboluyoruz, ne kadar yüksek bina var, binalar komşuluk ilişkilerini de yok ediyor, doğada ağaç bırakmadık her yer bina oldu, doğanın dengesiyle oynuyoruz. Bu konuda geçtiğimiz günlerde Ankara Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki yaptığımız sohbette, “Altındağ’da yüksek binaların yapılmasına her zaman karşı çıktım, hatta bir gün imar müdürüm ‘Başkanım havada yer çok yapsın’ dedi o müdürümü görevden almıştım” diye örnek vermişti. ‘Biz insanlarımızın geleceğini düşünmek zorundayız’ diye anlatmıştı.
Tez elden Kayseri Valiliği, bu deprem master planında neler öngörülüyor ise bunu yerine getirmek ve kararlı olmak zorundadır. Aynı şekilde Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr.Memduh Büyükkılıç da bu işe yoğunlaşmalıdır. Kayseri’de deprem öncesi alınması gereken tüm tedbirler masaya yatırılmalıdır. Dere yataklarına inşa edilen yapılar, imar barışı ile göz yumulan binalar, deprem toplanma ve sığınma alanları, ekipmanların profesyonel anlayışla eğitilmesi, kurtarma araçları, deprem öncesi kadar deprem sırasında ve sonrasında neler yapılabileceği konusunda ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor.
Ey taşına ve toprağına kurban olduğum Türkiye’m. Depremin ilk dakikalarından itibaren neredeyse 81 ilin tüm ilçeleri ve köyleri Elazığ’a yardım için seferber oldu. Siz bakmayın sosyal medyada; ‘Elazığ Kürt mü’ diye arama yapan kansızlara, insanlıktan nasibini almamış yaratıklara. Türkiye’min milyonlarca güzelliğinden söz etmek dururken, birkaç kanı bozuğa laf yetiştirmeyi zul sayarım. O kanı bozukların; Elazığ’ımın inancına, imanına, vatan ve bayrak sevgisine dil uzatan, kinini kusan Ermeni bozuntusundan hiç bir farkı yok.
Ben hiç bir zaman unutmam… Gece vakti Büyükşehir Belediyesi’nin kapılarını açarak Elazığ’a yardım için çalışan personeli ve ordusu ile Türkiye’yim. Buz gibi havada formalarını, berelerini, kaşkollerini yağmur gibi sahaya atarak, Elazığ’a gönderen “Elazığ üşüme Fenerbahçe seninle” diyen tüm renkleriyle Türkiye’yim… Bunları unutmadık…