Hacı Babam; “Bayram mı geldi?”

Yazının Giriş Tarihi: 30.03.2025 08:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.03.2025 08:23

Hacı Babam yine sordu, "Bayram mı?" Eskiler derdi, bayram gelmiş neyime ekonomik kriz, et yok, şeker yok, tatlı bayramlıklar yok. Acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle Ramazan Bayramını kutlayacağız.

Bayram denilince çocukluğumuzda kalan o heyecan ve sevinç dolu anlarımızın, heyecanlarımızın en yoğun olduğu günler geliyor aklımıza. Bayram boyunca ve tatil dönüşünde acı bilançosunun artmaması için trafik kurallarına uymamız gerektiğini hiç aklımızdan çıkarmayalım.

Özellikle dini bayramlarımızın temel felsefesi; kırgınlıkları, dargınlıkları, küskünlükleri geride bırakarak birbirini sevmek, barışmak, kucaklaşmak ve birlikte yaşamanın keyfini paylaşmaktır. Acılar, üzüntüler paylaştıkça azalır, sevgi ise ne kadar paylaşılırsa o ölçüde de çoğalır.

Kutuplaşma, gerginlik, çatışma, ötekileştirme; hoşgörü, barış, dayanışma ve sevgi ortamını zehirler. Toplumu “ortak payda’da buluşturup kucaklaştıran iklim; özgürlük, demokrasi, hukuk devleti, uzlaşma ve hoşgörü içinde yaşamak ve birbirimizi “yok saymamak” iklimidir.

Düşünce ve ifade özgürlüğü, temel insan hakları, insan onuruna yaraşır ekonomik, sosyal ve siyasal düzen; barış, hoşgörü, sevgi ve uzlaşma ortamında yaşamanın belirleyici unsurlarıdır. İçinde yaşadığımız coğrafya Türkiye’ye, ülkemize, hepimize ciddi bir bedel ödetmektedir.

Binlerce şehit verdiğimiz, refahı paylaşmamız yerine ekonomik kaynaklarımızı tükettiğimiz, ülke ve ulus birliğimize bütünlüğümüze kasteden bölücü teröre karşı 30 yıldan fazla sürdüğümüz mücadele ve bu uğurda yitirdiğimiz canlar; ödediğimiz bedelin sadece küçük bir kısmıdır.

Taşıdığımız riskleri, bunun yanında sahip olduğumuz değerleri ve avantajları, eşitlikçi, hoşgörü, barışçı, laik, demokrat, dünyaya açık bir Türkiye özlemini canlı tutarak geleceğe atacağımız adımları bu özlemle şekillendirmeliyiz.

Ülkemizin esenliği, ulusumuzun birlik-beraberliği, yurttaşlarımızın sağlıklı, mutlu, parlak geleceği; ancak sevgi, barış, dayanışma, acıyı-tatlıyı ve güzellikleri birlikte paylaşmamızla mümkün olabilir.

Atatürk’ün “Yurtta barış, dünya da barış” ilkesini yaşama geçirmeye her zamankinden çok ihtiyacımız var. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet politikasını “düşmanlarımızı azaltmak, dostlarımızı çoğaltmak” olarak tanımlanması; çok olumludur ve geleceğe dönük umut vericidir.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Merhum Demirel’in “barışmasını bilmeyenler, kavga etmemeli” sözü; toplumsal ve siyasal yaşamımızda, uluslararası ilişkilerimizde derin bir felsefeyi anlatmaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cesaretle attığı adımlarla dünya insanları tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bu durum ülkemizin ne kadar itibarlı bir ülke olduğunu ortaya koyuyor. Temennimiz; içerde de, dışarda da barışçıl politikanın kesintisiz devam etmektedir.

Unutmayalım ki; içerde yurttaşlarımız arasındaki gerginlik, kutuplaşma, çatışma ve “ötekileştirme” ortamı; demokrasiyi de, uluslararası ilişkilerimizi de zehirler. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, adalete güven, demokrasi, ifade özgürlüğü, laiklik ve eşitlikçi, yönetim anlayışı hakim olmadan içeride de, dışarda da barış, yaşam alanı bulamaz. Evet bugün yazar arkadaşlarımızla ve Uzman Psikolog Mehmet Sevim’le eski bayramları ve bayramda insanların nasıl mutlu olabilirler konusunda çok güzel açıklama yaptı...

Dini bayramlarımızın sevgi, barış, hoşgörü, dayanışma ve paylaşma gibi yüce değerlerini; devlet ve toplum yaşamında, bireysel ilişkilerde hakim kılmak için ortak çaba göstermeliyiz. Bayram vesilesiyle tüm şehit ailelerinin ve İslam aleminin bayramını kutluyor, kalleş teröristlerin insanları katletmediği, pusuların kurulmadığı, gencecik kardeşlerimizin haince şehit edilmediği dostluk ve sevgi dolu bayram geçirmenizi temenni ederim.

Böyle işte bu bayram da ıssız ve sessiz geçecek kimimize…

Hacı Babam; “Bayram mı geldi?”

30.03.2025 08:22

Hacı Babam yine sordu, "Bayram mı?" Eskiler derdi, bayram gelmiş neyime ekonomik kriz, et yok, şeker yok, tatlı bayramlıklar yok. Acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle Ramazan Bayramını kutlayacağız. Bayram denilince çocukluğumuzda kalan o heyecan ve sevinç dolu anlarımızın, heyecanlarımızı

Nerede o eski ramazanlar?

20.03.2025 23:28

Nerede çocukluğumdaki, gençliğimdeki Ramazanlar gerçekten çok güzeldi.. İnsanlar değişti, dumura uğrayan duygular ve tüm güzellikleri yitirdik.. Eskiden ramazan demek paylaşmak(tı), neşe, telaş(tı).Evlerde pişirilen yemekler yakın komşulara dağıtılırdı. Şimdi ise bir enstrüman oldu Ramazan. Oysa gi

7 düven Çanakkale'ye geldikleri gibi gidenler oldu...

16.03.2025 23:44

Taarruzun değil ölmenin emredildiği yerde biz ecdadımızın torunları olarak 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110 yılını kutluyoruz… Bugün dünyanın önde gelen ülkelerinin başarılarının ardındaki sır, şahsi çıkarlarından ziyade ülkelerinin çıkarlarını önemsemeleridir. Gıdadan otomo

Allah’ım bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın...

12.03.2025 08:57

Bağımsızlığımızın manifestosu, milli varlığımızın manzum ifadesi olan İstiklal Marşımız 104yıl önce bugün yani 12 Mart 1921 tarihinde TBMM’de büyük bir coşku ve heyecanla kabul edilmiş. Merhum Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un eşsiz duyuş ve hissedişiyle kaleme alınan istiklalimizin dizeleri aziz

Kadınım!

07.03.2025 08:13

Böyle haykırmıştı rahmetli Teoman Alpay, ‘Kadını baş tacı edenler.’ Eskilerde öyle idi. Kadın hanenin önemlisi, hali ile baş tacı edilendi. Günümüzde, baskının şiddetin, her türlü eziyetin adına dönüştü. Muhtemeldir ki bugün gene bir yerlerde, dün ve dünden önce yaşanılan olacak. Yine kadına şiddet

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İGF HABER En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.