Hava Durumu

İnsan hayatı Türkiye'de ne kadar önemli?

Yazının Giriş Tarihi: 15.10.2024 10:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.10.2024 10:23

İnsan hayatının değersizleştiği hissi, özellikle konut sektörü gibi yaşamsal önemi olan alanlarda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalındığında daha fazla öne çıkıyor. Konut fiyatları yükselirken, güvenliğe yapılan yatırımların yetersiz kalması ve insanların yaşamlarını tehlikeye atan binalarda oturmak zorunda bırakılması, ekonomik kaygıların insan hayatından daha değerli görüldüğü bir düzeni ortaya koyuyor. Oysa ki bir toplumun önceliği, ekonomik büyümeden önce insan hayatını güvence altına almak olmalıdır.

Fahiş Fiyatlar ve Eski Binalar Arasındaki Dengesizlik Son dönemde emlak piyasasında büyük bir çarpıklık göze çarpıyor. Yeni yapılan binaların fiyatlarının daha makul seviyelerde kalmasına rağmen, 20-30 yıllık binaların aşırı değer kazanmış olması, ciddi bir ekonomik dengesizliğin göstergesi. Bu durum, eski binaların çoğu zaman depreme karşı güvenli olmaması gerçeğiyle birleştiğinde, can güvenliği açısından çok tehlikeli bir tablo ortaya koyuyor.

Bir binanın yaşıyla orantılı olarak kira ve satış değerinin düzenlenmesi, binaların güvenlik açısından değerlendirildiği yeni bir yasal çerçeve ile sağlanabilir. Bu noktada, bina yaşı, deprem riski, karot testi gibi güvenlik analizlerinin zorunlu hale getirilmesi gereklidir. Örneğin, 25 yaşındaki bir binanın kirası 25 bin lira olamaz; çünkü bu tür binaların ciddi yapı güvenliği testlerinden geçmeleri ve herhangi bir sorun olduğunda onarım veya yenilenme sürecine girmeleri gerekir.

Deprem Testleri ve Karot Testi Zorunluluğu Deprem gerçeği Türkiye’de uzun zamandır gündemde olan bir konu ve birçok şehir bu riske karşı yeterli hazırlığı yapabilmiş değil. Bir binanın karot testi veya deprem analizinin yapılmasına "binanın değeri düşer" diye itiraz edilmesi, büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Can güvenliği, hiçbir ekonomik değerden daha az önemli olmamalıdır.

Yapılması gereken, binaların düzenli olarak denetlenmesi ve risk taşıyan yapıların yenilenmesi için teşvik edici politikaların geliştirilmesidir. Karot testleri gibi güvenlik analizlerinin zorunlu hale getirilmesi, sadece binaların değerini değil, insanların hayatlarını da güvence altına alır. Bu nedenle bu testler yapılmadan kiraya verilen veya satılan binalar, ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalmalıdır.

Önerilen Yasalar ve Önlemler

1. Bina Yaşına Göre Fiyatlandırma: Belirli bir yaşın üzerindeki binaların, kira ve satış değerlerinin mimari sağlamlık, güvenlik analizi ve bina yaşı gibi kriterlere göre düzenlenmesi.

2. Zorunlu Güvenlik Testleri: Deprem bölgesinde bulunan binalar için karot testi ve deprem dayanıklılığı analizlerinin zorunlu hale getirilmesi. Bu testlerin sonuçlarına göre riskli binaların yıkımı veya güçlendirilmesi teşvik edilmelidir.

3. Konut Güvenliği İçin Teşvikler: Binalarını yenilemek veya güvenlik güçlendirmesi yapmak isteyen mülk sahiplerine devlet tarafından vergi indirimi veya finansal destek sağlanması.

4. Sorumluluk Sigortası: İnşaat firmalarının ve müteahhitlerin sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilerek, güvenlik standartlarını yerine getirmeyen yapıların sonuçlarından sorumlu tutulmaları.

5. Caydırıcı Cezalar: Güvenlik testlerini yaptırmayan veya hileyle rapor hazırlatan bina sahiplerine ve inşaat şirketlerine ağır cezalar getirilmesi.

İnsan hayatı, herhangi bir ekonomik değerden üstün olmalıdır. Deprem riski gibi doğal afetlerin olduğu bir ülkede, güvenli yapıların inşası ve var olan yapıların denetlenmesi, insan hayatını koruma sorumluluğunun gereğidir. Yeni yasal düzenlemelerle bu sorunlara çözüm bulunabilir, ama toplumun genel anlayışının da "can güvenliği, maldan önce gelir" noktasına evrilmesi elzemdir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.