Hava Durumu

MOI Ortak Girişim Grubu ve Türkiye’deki ihaleler: Babayiğitler nerede?

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2025 10:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2025 10:22

Türkiye’de son yıllarda kamu ihaleleri, büyük projeler ve stratejik yatırımlar giderek daha fazla tartışma konusu haline geliyor.

Özellikle yabancı sermayeli şirketlerin, çok uluslu ortak girişimlerin ve yabancı konsorsiyumların Türkiye’de kritik projeleri kazanması, yerli firmaların neden geri planda kaldığı sorusunu gündeme getiriyor.

Son olarak MOI Ortak Girişim Grubu adı altında bir şirketin önemli bir ihaleyi kazandığı belirtiliyor.

Peki bu firma kime ait?

Türkiye'de hangi projeyi kazandı ve bu süreç nasıl gelişti?

Daha da önemlisi, neden Türk firmaları bu ihaleyi kazanamadı? Bu soruların cevabını ararken, ülkemizin sanayicilerini, müteahhitlerini ve iş dünyasını da mercek altına almamız gerekiyor.

MOI ORTAK GİRİŞİM GRUBU KİMDİR?

MOI Ortak Girişim Grubu hakkında net bilgiler kamuoyunda kısıtlı olsa da, bu tür ortak girişimlerin genellikle uluslararası yatırımcılar, büyük fonlar ve çok uluslu şirketler tarafından oluşturulan konsorsiyumlar olduğu biliniyor. Türkiye’de altyapı, inşaat, enerji, savunma sanayi ve teknoloji gibi kritik sektörlerdeki ihalelerde sıkça bu tarz gruplar ön plana çıkıyor.
Bu ortak girişimler genellikle yerel taşeronlar ve danışmanlar ile iş birliği yaparak, Türkiye'deki mevzuata uyum sağlayarak projelere dahil oluyorlar. Ancak ana karar mercileri ve büyük sermaye, çoğu zaman yabancı kaynaklardan geliyor.

TÜRK FİRMALARI NEDEN KAZANAMADI?

1. Finansman Eksikliği ve Yüksek Sermaye Gerekliliği: Büyük kamu ihaleleri ciddi finansman gücü gerektirir. Özellikle altyapı ve teknoloji projeleri milyar dolarlık yatırımları kapsar. Yabancı yatırımcılar, uluslararası fonlarla desteklenirken, Türk firmaları genellikle yerel bankalarla sınırlı kalıyor.

2. Şartnameler ve Teknik Yeterlilik Engeli: Bazı ihaleler için belirlenen teknik yeterlilik kriterleri, yabancı firmaların avantajlı olmasına sebep olabilir. Örneğin, geçmiş projeleri, teknik kapasitesi ve referansları güçlü olan çok uluslu şirketler, bu tür ihalelerde öne çıkıyor.

3. Bürokratik Engeller ve Lobi Gücü: Uluslararası şirketlerin güçlü lobileri ve küresel siyasi ilişkileri, onları avantajlı hale getiriyor. Türkiye’de yerel firmalar bazen kamu ihalelerinde bürokratik engellere takılırken, yabancı ortak girişimler bu süreçleri daha hızlı ve etkin şekilde aşabiliyor.

4. Risk Yönetimi ve Devlet Destekleri: Türkiye’de yerel firmalar zaman zaman risk almakta tereddüt edebiliyor. Kamu projelerinde ödeme gecikmeleri, döviz kuru dalgalanmaları gibi riskler, büyük ölçekli projelere girmek isteyen Türk firmalarını zorluyor. Oysa uluslararası ortaklıklar bu riskleri dağıtma avantajına sahip.

5. Yerli Şirketlerin İhalesiz İş Yapma Alışkanlığı: Türkiye’deki bazı büyük yerli firmalar, kamu ihalelerine girmek yerine doğrudan devletle iş yapmayı tercih ediyor. Kamu-özel iş birliği modeli veya doğrudan tahsis edilen projelerle çalışan firmalar, ihaleye girmediği için doğal olarak rekabet şansı da bulamıyor.

YABANCI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DEKİ ARTAN ETKİSİ

Bugün sadece inşaat sektöründe değil, savunma sanayi, enerji, teknoloji, ulaşım ve lojistik gibi alanlarda da yabancı firmalar kritik projeleri üstleniyor.

Örnekler:

3. Havalimanı Projesi (İGA): Türkiye’nin en büyük havalimanı, yabancı ortaklıkların finansman desteğiyle hayata geçti.
Türk Telekom’un Satışı: Bir dönem Lübnan merkezli bir gruba devredilen şirket, finansal krizlerle geri alınmak zorunda kaldı.
Maden ve Enerji Projeleri: Türkiye’deki birçok doğalgaz ve maden sahasında yabancı ortaklıklar söz sahibi.

Bu süreçlerin bir kısmı Türkiye’ye yabancı yatırım çekme amacı taşısa da, yerli şirketlerin giderek daha az pay alması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

"BABAYİĞİT"LER NEREDE?

Türkiye’de büyük projeleri üstlenecek, küresel çapta rekabet edecek "babayiğit" iş insanları ve şirketler elbette var. Ancak bunların uluslararası arenada daha güçlü olması, finansmana erişim, inovasyon, Ar-Ge ve küresel ortaklıklar konusunda daha cesur adımlar atması gerekiyor.

Birkaç örnek:

TOGG: Türkiye’nin otomobil girişimi, devlet desteğiyle küresel bir oyuncu olmaya çalışıyor.
Savunma Sanayi: ASELSAN, ROKETSAN ve Baykar gibi şirketler uluslararası başarı yakalıyor.
Yerli İnşaat Devleri: Rönesans, Limak, Kolin, Makyol gibi firmalar yurt dışında dev projeler alıyor ancak Türkiye'de bazen geri planda kalıyor.

Türkiye’nin Kendi Şirketlerini Desteklemesi Şart!

Türkiye'nin kendi yerli sanayicisini, mühendisini ve girişimcisini desteklemesi gerekiyor.

Bunun için:
Devletin yerli firmalara daha fazla teşvik vermesi,
Türk bankalarının daha uygun finansman sağlaması,
Şartnamelerin yerli firmalara uygun hale getirilmesi,
Lobi faaliyetlerinin artırılması,
Yerli firmaların uluslararası yatırımcılarla ortaklık kurarak güçlenmesi şarttır.

Aksi takdirde, ne yazık ki MOI gibi yabancı ortak girişimler Türkiye’nin stratejik projelerini almaya devam edecek, yerli firmalar ise seyirci kalacaktır.

Şimdi "babayiğitler"e, iş insanlarına ve yöneticilere soruyoruz.

Türkiye’de büyük projeleri üstlenecek cesareti gösterecek misiniz, yoksa sahayı tamamen yabancı yatırımcılara mı bırakacaksınız?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.