Eskiden köy yollarından geçerken burnumuza hayvan gübresinin kokusu gelirdi. Şimdilerde bu kokudan rahatsız olanlar sosyetik apartman dairelerine hapsolmuş, doğadan kopmuş bir halde yaşıyor.
"Kokuyor" diye şikâyet ettikleri o gübreler, aslında doğanın kendisiydi.
Şimdi o doğa, zehirle susuz bırakıldı.
Modern tarım adı altında, pestisit adı verilen tarım ilaçları ülkeye boca edildi. Tüm tarım alanları kimyasal ilaçlara bağımlı hale getirildi.
Seralarda, tarlalarda, bahçelerde kontrolsüzce kullanılan zehirli kimyasallar, sadece toprağı değil, sağlığımızı da tehdit eder hale geldi.
Sağlık Bakanlığı nerede? Tarım Bakanlığı ne iş yapar? Hiçbir denetim yok mu?
Elini kolunu sallayan herkes, istediği ilacı toprağa saçabiliyor. Kimsenin hesap verdiği yok!
Türkiye’de insan sağlığı, Avrupa’ya ihraç edilen meyvelerden bile daha değersiz hale getirildi. O meyveler Avrupa standartlarına uygun olmadığı için geri dönerken, biz onları soframıza koyuyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın hediye ettiği patates misali: Geri gelen ürünler halkın önüne konuyor.
Türkiye’de tarım artık zehirle eşdeğer hale geldi.
Toprağın, havanın, suyun dengesi bozuldu.
Gıdayla gelen hastalıklar her geçen gün artıyor.
Peki çözüm ne?
Ege Tıbbi Aromatik Bitkiler Tarım Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Serkan Torun’un önerisi net: “Tüm tarlalar 2 yıl boyunca dinlendirilsin. Ardından sadece doğal gübre kullanılsın.”
Tarımda pestisit kullanımı acilen yasaklanmalı. Zehir değil, şifa üretmeliyiz. Çünkü başka Türkiye yok!
Topraklarımızın kıymetini bilelim. Tarımsal kalkınma zehirle değil, doğayla olur.
Doğal tarım bir tercihten öte, artık bir zorunluluktur.
O, sadece bir komutan, bir siyasetçi, bir lider değildi. O, bir milletin yüreğinde tutuşan meşaleydi. Adı Alparslan’dı; soyadı gibi Türkeş’ti, yani Türk’ün eşiği, Türk’ün bekçisi, Türk’ün kendisi… Başbuğ Alparslan Türkeş, yüzyılların özlemiyle yoğrulmuş bir ülkünün ete kemiğe bürünmüş haliydi. Onu
2 Nisan’da CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı “Türkiye ekonomisini durdurma” çağrısı, siyaset sahnesinde yeni bir kırılma noktası oldu. Ancak şu soruyu sormadan geçemeyiz: Zaten durmuş bir ekonomiyi daha ne kadar durdurabilirsiniz? Vatandaş nefes alamıyor, esnaf kepenk kapatıyor, gençler umud
Eskiden köy yollarından geçerken burnumuza hayvan gübresinin kokusu gelirdi. Şimdilerde bu kokudan rahatsız olanlar sosyetik apartman dairelerine hapsolmuş, doğadan kopmuş bir halde yaşıyor. "Kokuyor" diye şikâyet ettikleri o gübreler, aslında doğanın kendisiydi. Şimdi o doğa, zehirle susuz bırakı
Son yıllarda insanlık, sadece sağlıkla değil, zihinle oynanan büyük bir tiyatronun sahnesi hâline geldi. Adına "plandemi" dediler, ama perde arkasındaki gerçekler çok daha karanlıktı. Tüm dünyaya bir korku imparatorluğu kuruldu. Ekranlar, uzmanlar, devlet yetkilileri, ünlüler sıraya dizildi; maskel
Son günlerde ülkemizde yaşanan garip ve endişe verici sağlık sorunları, halk arasında ciddi bir paniğe sebep oldu. Her geçen gün artan öksürük, kusma, ishal vakaları; çocukları, yaşlıları ve bağışıklığı düşük olan bireyleri etkisi altına alıyor. Hastaneler dolup taşarken, açıklanamayan bu salgının