Bir bayrama daha ulaştık

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2025 13:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2025 13:11

Toplumun her kesiminin rahatsız olduğu ama topluma ayak uyduruyorum diye bahaneler ürettiği bir günleri yaşamaktayız, şunu asla unutmamamız gerekir ki, Türk milleti tarih boyunca hep gelenek ve görenekleriyle yaşadığı için bir bütün olarak kalmıştır.

İnsan oğlunun yorgun olduğu zamanlarda aklına ilk gelen şey bir bardak çay veya kahvedir.

Çünkü insan ruhunu en iyi dinlendiren yorgunluğu üzerinden alıp götürür. Çünkü kahve insanı dinlendirirken kahveyi içtiğiniz insanla da sohbeti koyulaştırır.

Nedense hep geçmişimizle yaşar olduk nerede eski insanlar nereden gençliğimiz derken nerede eski bayramlar demeye başladık.

Nedense hep gelen gideni aratır oldu, aklımıza insanlar ramazanın son haftasında büyük bir telaşla bayram hazırlığına başlarlardı büyükler evlerinde çocuklarının gelmesini beklerdi. Üstelik şu anda bayramı birde seçim telaşı ile yaşıyoruz sokaklar partililerle dolu kalabalık bir topluluğa her yerde rastlamak mümkün.

Şimdi öyle mi? 9 günlük bayram tatili başlar başlamaz herkes tatil yörelerine akın ediyor evlerde bayramlaşmayı bekleyen yaşlılar ise gözü yaşlı yolları bekliyor.

Bir aylık Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Ramazan-ı Şerif olan bir Ramazan Bayramı’na ulaştık.

Hemen insanın aklına “nerede o eski bayramlar” demek geliyor…

Bayramı bayram gibi kutlamak için insanın aklına çocukluğunda yaşadığı bayramlar geliyor.

Meğerse gerçekte bayramı bayram gibi yaşamak bizim çocukluk yıllarımızda hayat buluyormuş. Günümüzle kıyasladığımızda çok farklıydı bizim çocukluğumuzdaki bayramlar. Şimdi ise ne bayram heyecanından nede bayramlardan eser kalmadı.

Bu geçmişten bahsederken bir bakıma itiraf da görüyorsunuz benim ifadelerimde. O eski bayramlar bizimde ne kadar eskidiğimizi ifade ediyor.

Artık günümüzde o çocukluk yıllarının bayram heyecanını duyamaz olduk.

İşte o yıllarda, bir başka oluyordu bayramlar. Biz o yıllarda sevinç ve heyecanla karşılardık bayramları. Çünkü bizim yeni giyeceklerimiz ve yeni ayakkabılarımız olacaktı bayramlık…

Büyüklerimizin ellerini öpeceğiz, onlarda bize bayram harçlığı verecekler, komşularımız bayram şekeri ikram edecekler… İşte biz onun için, arife günü akşamından başlayarak bayram sabahına kadar o heyecan ve sevinçle uyuyamazdık. Sabah olduğunda büyüklerimiz bayram namazından gelecek, biz yeni alınan bayramlıklarımızı giyeceğiz, kapı kapı dolaşıp bayram harçlıklarımızı ve bayram şekerlerimizi toplayacağız… Bu heyecandan eser kalmadı şimdilerde.

Bayramlar artık eskisi gibi köylerde değil, şehirlerde karşılanıyor. Bizim çocuklarımız hayat mücadelesinin bizzat içinde yaşayanlar olarak, bizim çocukluğumuzda yaşadığımız bayramları yaşayamıyorlar. Artık şehirlerde kapı kapı dolaşıp bayram harçlığı ve bayram şekeri toplayan çocuklar yok. Bekliyor insan… Ne de olsa bayram! Kapı zilini çalan ve bayramlaşmaya gelen çocukları bekliyor insan.

Benim gençlik yıllarımda bile yaşayabiliyorduk tadında bayramları…

Çocuklarımı hazırlayıp dedesinin bayramına gitme heyecanını yaşattım elimden geldiğince… Ama dedeleri hakkın rahmetine kavuştuktan sonra onlarda da artık o heyecanı göremez oldum.

Artık yaşlandığımızın farkındayım.

Bayram, çocuklar olmayınca pek yaşanası gelmiyor insana… Bu bayramda da kapımızın zilini çocuklar çalacak mı göreceğiz?

Onlar olmadan bayramımızın tadının olmadığı bir gerçek, onun için kapımıza gelen çocuklarımıza, az da olsa harçlık en güzel şekerleri verelim, onlara ufakta olsa harçlıkla sevindirelim ki bir daha ki bayrama da kapımızı çalsınlar. Çocuklarımız bayramlarımızın neşe kaynağı olmaya devam etsinler.

Artık bayramlar bizim içinde rutin bir hal almaya başladı. Bizde eskisi gibi heyecanlı değiliz. Dünya işlerine kaptırmışız kendimizi. Hiç farkında değiliz ama sevinç ve heyecan dolu bayramlarımız ellerimizden kayıp gidiyor.

O sevinçli ve heyecanlı bayramların, anneyle babayla kutlanması çok demode olmuş durumda.

Ülkeyi yönetenler bile bayramlarımızı ranta dönüştürmeyi bir maharet haline getirdiler. Bayram tatillerini uzatarak insanları sahillerde tatillere özendirdiler. İnsanlar artık bayramları bir tatil fırsatı olarak görüyorlar.

Oysa bayramlar, büyüklerin gönlünü almak, küçükleri sevindirmek demekti, şimdi ise herşey farklılaştı.

Bayramlar bir dostun kapısını çalacak kadar yakındı bize, şimdi uzak oldu.

Dostlarımızı unuttuk.

Birilerini daha zengin etmek adına verdiğimiz yaşam mücadelesi bizi en değerli geleneklerimizden kopardı.

Birileri, kentleşmiş bir hayatın zorunlu kıldığı yaşamın bir tarafında, belki de bizim çocukluğumuzda yaşadığımız sevinç ve heyecan dolu bayramları yaşatıyordur, umuduyla Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.

Bir bayrama daha ulaştık

28.03.2025 13:11

Toplumun her kesiminin rahatsız olduğu ama topluma ayak uyduruyorum diye bahaneler ürettiği bir günleri yaşamaktayız, şunu asla unutmamamız gerekir ki, Türk milleti tarih boyunca hep gelenek ve görenekleriyle yaşadığı için bir bütün olarak kalmıştır. İnsan oğlunun yorgun olduğu zamanlarda aklına il

Nevruz Türk kaynaklı bir doğa bayramıdır

21.03.2025 11:29

Nevruz Bayramının olmazsa olmazlarının başında gelmektedir. “Yedi Levin”in, bolluk, bereketli, aile içinde birlik, beraberlik, yardımlaşma, kaynaşma, zorluklara birlikte göğüs germe şeklinde birçok manası olduğu geleneliğine inanılmaktadır. Eski yılın bütün sıkıntıları, dertler, küskünlükleri, bu

15'likleri kucağında yatıran Çanakkale

16.03.2025 14:14

Ege Denizi’nden Çanakkale Boğazı’na girerken, sizi dev bir anıt karşılıyor: Şehitler Abidesi. Çanakkale’de çarpışan ve hayatlarını kaybeden askerlerin anısına 1960 yılında dikilmiş. Çanakkale denilince insanın çok düşünerek bu mukaddes şehir de yatan insanların ülkemizin tüm şehitlerinde gelip ülke

Sağlığımızın baş mimarı onlar

14.03.2025 09:48

14 Mart Tıp Bayramı adından da anlaşılabildiği gibi sağlık sektörüyle iç içe olanların özellikle de sağlıkçıların bayramı olarak kabul edilmektedir. Yaşamın her anında, her aşamasında ihtiyaç duyulan, bilimin rehberliğinde insanlığa hizmet eden sağlık çalışanlarımız, aslında onlar bizim baş tacımız

Yaşam bir masal gibidir

11.03.2025 10:12

Hayat dengesini üçlü sacayağına oturttuğumuz zaman dengenin bozulmasının nedenin de yaşadığımız sıkıntılar…Kendimizi önemsemediğimiz için meydana gelen depresyonlar, yaşantımız da istediğimizi alamadığımız için meydana gelen doyumsuzluk, yetersizlik ve suçluluk hissinin arttığını gözlüyoruz. Bunlar

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İGF HABER En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.