Köprünün altı

Yazının Giriş Tarihi: 30.01.2025 00:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.01.2025 00:15

Kendimizi bildik bileli siyasetin içerisindeyiz.

Siyaset ile gazeteciliği bir arada götürmek gibi bir serüven yaşadığınızda etrafınızda daha çok kalabalıkların olduğunu hemen herkes biliyor.

Söz konusu kalabalıkların önemli bir bölümü siyaset yapıyor olduğundan hemen her noktada gazetecilerin gözü önünde olmak gibi bir yol seçmek durumunda kalıyorlar.

Böyle bir noktada etrafınızdaki insanların sizinle olan duygularını daha çok “deneme yanılma” metodu ile öğrenmekten başkada bir şansınız zaten yok.

Takvim yapraklarına baktığımızda siyaset ile tanışmamızın nerede ise elli yıla yaklaştığını fark ediyoruz.

Gençlik yıllarımızdan orta yaş grubuna geçtiğimizde yani bize sunulan hayatı henüz yarılamamışken anlatmaya çalıştığımız kalabalıkların ne yaptıklarını işin doğrusu pek önemsemiyorduk.

Ancak kafamızı çevirip te bir anda ellili yaşları çoktan geçtiğimizi daha da önemlisi emekli olduğumuzu fark edimce hayata bambaşka bri noktadan bakmak gibi bir mecburiyetimizin olduğunu da anlamaya başladık.

Siyasette çok büyük başarısızlıklar ile karşı karşıya kaldığımızı pek çok platformda zaten seslendirip duruyoruz.

Son dönemlerde Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı siyasi atmosfer dolayısı ile zaten başarılı olamadığımız siyaset ile daha fazla zaman kaybetmenin bir anlamı olmadığını da anladık.

Böyle bir noktada insan psikolojisi ister istemez hayatında bir temizlik yapmanın zamanının geldiğini anlıyor.

Bunun içinde ilk yaptığımız iş bir köşeye çekilip telefonumuzu elimize alarak rehberi güncellemek oluyor.

Telefon rehberinizi, sosyal medya hesaplarınızı ve var olan diğer iletişim araçlarını güncellemeye başladığınızda sizi yoran, zarardan başka hiçbir şey vermeyen büyük bir çoğunluktan olabildiğince uzaklaşmanın da ilk adımını atmış oluyorsunuz.

Eski günlere dönmenin bir faydası da yok ihtiyaç ta yok.

Son dönemlerde belli bir süredir görmediğimiz dönemsel arkadaşlarımızla dostlarımızla bir şekilde karşılaşıyoruz.

Farkına varıyoruz ki onların anlattıkları yada bugün yaşadıkları bizi hiçbir şekilde ilgilendirmiyor.

Bunu hissettiğimizde de karşı taraf ne yaparsa yapsın sohbeti çok kısa tutmaya hatta ayak üstü yapıp bir an önce o bölgeden uzaklaşmanın hesabını yapıyoruz.

-Boş muhabbetler

-Fındık kabuğunu doldurmayan söylemler

-“Eskiden ne güzeldi” diye başlayan ama hiçte güzel olmayan zamanların anlatılmaya başladığı anlar derken gerçekten dinlemeye zorlandığımızı, yorulduğumuzu hissediyoruz.

Günün sonunda anlıyoruz ki “Köprünün altından çok ama çok sular akmış”

Bizimde akıp giden o suları bir şekilde geri çevirmeye ne gücümüz var nede niyetimiz.

Mutlu yalnızlık” dedikleri de zaten bundan başka bir şey değil.

Etrafınızda 3-4 samimi insan olsun yeterli.

Onlardan başkası gerçekten vakit kaybı..

Bizimde bu aşamadan sonra kaybedeceğimiz tek bir dakikamız bile kalmadı.

Zira kum saati çok hızlı bir şekilde tersine akıyor.

İkinci yarının ortası

18.02.2025 00:50

İkinci yarı ifadesi başta futbol olmak üzere pek çok spor dalında kullanılan bir zaman ifadesi olarak bilinir. Sporun kategorisine göre 15 dakikadan başlayıp çeşitli zaman aralıkları ile değerlendirilen müsabakalarda ilk yarıyı galip tamamlayan ekip bu durumunu ikinci yarıda da devam ettirmek, ilk

Pazartesi - Cuma

17.02.2025 00:28

Bundan belki 20, belki 25 yıl önce katıldığımız bir kültürel sohbette son derece tecrübeli bir yazar konuşmasının bir bölümünde “gideceğimiz yer geldiğimiz yerden daha yakın” şeklinde bizi çok ama çok etkileyen bir ifade kullanmıştı. O zamanlar işin doğrusu söz konusu ifade bizi etkilemesine rağmen

Hikayesi sona eren kahramanlar

15.02.2025 00:07

Çevremize şöyle bir göz gezdirdiğimizde etrafımızda kendisini “Kahraman” olarak tanımlayan yüzlerce, binlerce insan ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Kendisini bir masaldan çıkmış “Beyaz atlı Şövalye” olarak gören bu “Hikayesiz kahramanların” kendilerini kahraman yapmaya iten gerekçelerin de bir öm

Hüseyin Eğitmen

14.02.2025 00:57

Kış mevsiminin tam ortasındayız. Pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıdaki öğrencimiz sabahın erken saatlerinden itibaren okulun yolunu tutuyor. Her ne kadar “ha yağdı ha yağacak”diye beklediğimiz kar yağışı dolayısı ile bütün yerleşim merkezlerinde tam bir keşmekeşlik varsa da öğrencilerin

Anamın duaları olmasa

13.02.2025 07:48

Anne ile ilgili belki milyonlarca hikâye-deneme-şiir yazılmıştır. Okyanuslar gibi ucu bucağı olmayan bir sonsuzluk içerisinde her yazı başka bir anlam bulsa da Anneler ile ilgili bizi en çok etkileyen ifade Yavuz Bülent Bakiler’in bir ana duası olarak kabul edilen ve bizi mest eden “Anamın duaları

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İGF HABER En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.