Şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bulunan Recep Tayyip Erdoğan 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimi öncesi çıktığı yurt gezileri sırasında Gebze’ye gelmişti.
Şimdi kaldırıldı.
Ancak o dönemlerde şu an başka bir alana nakledilen İnönü İlkokulunun önünden başlayan ve trafo meydanına kadar devam eden cadde üzerinde Cuma pazarı kurulurdu.
İşte böyle bir Cuma günü cuma namazı sonrasında İnönü ilkokulunun tam önüne yanaşan AK Parti seçim otobüsünün üzerinde Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte konuşlanan partililer ve gazeteciler arasında bizde vardık.
Cuma namazından çıkan cemaat ve Cuma pazarına gelen vatandaşların oluşturduğu kalabalık eşliğinde Erdoğan kolları yarıya kadar kıvrılmış beyaz gömleği ile çıktığında meydanda olağanüstü bir heyecan dalgasının oluştuğunu gözlemlemiştik.
Yaklaşık 2 saat süren bir miting sonrası Erdoğan Türkiye’nin çok sayıda il-ilçe ve beldelerinde yaptığı miting sonrası kendisi siyaseten yasaklı olmasına rağmen başında bulunduğu AK parti 3 Kasım 2002 tarihinde tek başına iktidara geldi.
Seçim sonrası yasaklı olan Erdoğan’ın yerine Abdullah Gül başbakan olarak hükümeti kurdu.
Partisi iktidarda ama kendisi yasaklı olan Erdoğan ile ilgili o günlerde Hürriyet Gazetesi'nin “Muhtar bile olamaz” şeklinde attığı manşet bizim kadar siyaset ile uğraşan herkesin hatırındadır.
Sonrası malum, CHP Genel başkanı Deniz Baykal “Partisi iktidardabulunan bir siyasetçinin yasaklı olması kabul edilemez” şeklindeki açıklaması sonrası yapılan görüşmede Siirt milletvekili Mervan Gül istifa ettirildikten sonra yapılan ara seçimde Erdoğan önceSiirt milletvekili sonrada Başbakan oldu.
O günlerde Erdoğan’a yapılan baskılar sürekli devam etti.
Ancak seçmen “millete rağmen siyaset yapılamaz” diyerek Erdoğan’ı önce uzun süreli Başbakan sonrada Cumhurbaşkanı yaptı.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimde CHP-İYİ Parti tarafından oluşturulan “Millet İttifakının” adayı Ekrem İmamoğlu seçimi 13 bin oy ille kazanıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.
Ancak iktidarın “İstanbul gibi 16 milyonluk bir şehirde 13 bin oy ile seçim kazanılır mı?” diye seçim iptal ettirilerek milletin verdiği oylar hiçe sayılmıştı.
2019 yılının Haziran ayında yapılan ikinci seçimde seçmen “bizim irademizin üzerinde bir hüküm yoktur “diyerek bu sefer 800 bin oy farkı ile İmamoğlu’nu başkan seçmişti.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçim daha da ilginç.
2019 yılında yapılan seçimi İmamoğlu kazanmasına rağmen İlçe belediyelerinin büyük çoğunluğu AK Parti'den seçildiği için büyükşehir belediye meclisinde İmamoğlu’nun nerede ise kımıldayacak durumu kalmamıştı.
Seçmen “benim irademe baskı uygulama” diyerek 31 mart 2024 tarihinde yapılan seçimi bir taraftan büyük bir oy farkı ile kazanırken bir taraftan da İstanbul’da çok sayıda ilçe belediyesini CHP’li adaylara vermiş ve İBB Meclisi'nde CHP’nin çok sayıda meclis üyesi ile temsilini sağlamıştı.
İstanbul Üniversitesi'nin İBB başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmesinden sonra yukarıda anlatmaya çalıştığımız süreç tek tek gözümüzde canlandı.
Türk insanı haksızlığa prim vermez!
Seçmen kendi iradesinin üzerinde hiçbir irade kabul etmez!
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesinden sonra ortaya çıkan siyasi tablonun nasıl oluşacağı ile ilgili süreci hep birlikte takip edeceğiz.
Ancak dün olanlara bakıldığında bundan sonra olacaklar ile ilgili de bir şekilde fikir sahibi olabiliriz.
Siyasette suyun yolunu değiştirmek hiç kimseye fayda getirmemiştir.
Neticede asıl olan seçmenin sandık başında vereceği oylardır.
Yansımaları hep birlikte göreceğiz.
Ancak bu durum ile ilgili söyleyeceğimiz son söz “Perşembe'nin gelişi Çarşambad'an bellidir” olacaktır.